Günaşırı Nasıl Olur? Güç, İktidar ve Toplum Arasında Yenilenen Denge Bir siyaset bilimci olarak, toplumsal düzenin her gün yeniden kurulduğuna inanırım. Güç, yalnızca iktidar koltuklarında değil, insanların gündelik alışkanlıklarında da yeniden üretilir. “Günaşırı nasıl olur?” sorusu bu açıdan yalnızca bir zaman dilimi değil; toplumsal değişimin ritmini, iktidarın dönüşümünü ve vatandaşın süreklilikle kurduğu ilişkiyi sorgulayan bir metafordur. Her “gün”, düzenin yeniden inşasıdır; her “aşırılık” ise sistemin sınırlarını zorlayan bir itirazdır. İktidarın Döngüsü: Her Gün Yeniden Başlayan Bir Oyun Siyaset teorisinde iktidar, genellikle statik bir yapı olarak değil, döngüsel bir süreç olarak tanımlanır. Tıpkı “günaşırı” kavramında olduğu gibi: bir gün dinlenir, diğer…
8 YorumEtiket: bir
Kethüdayeri Ne Demek? Taşranın Nabzını Tutan Osmanlı Görevinin İzinde Giriş: Kulislerde Değil, Yol Kenarlarında Doğan Bir Merak Çoğu tarih terimi saray odalarının loşluğunda doğar gibi görünür; ama bazı unvanlar yol tozuyla, pazar gürültüsüyle, taşranın nabzıyla anlam kazanır. “Kethüdayeri” böyle bir kelime. İlk duyduğumda aklıma, bir konvoyu emniyetle menzile ulaştırmak için gece yarısı kadıyla, sabah köründe derbentçiyle, öğlene doğru esnaf kethüdasıyla konuşan, arada sipahiyi topluma karşı, toplumu da hukuka karşı koruyan o ara bulucu figür geliyor. Gelin, bu unvanın köklerini, bugüne yansımalarını ve yarının dünyasında neleri mümkün kılabileceğini birlikte konuşalım. İpucu: “Kethüdayeri”, hem merkez ordusunun taşradaki düzeninden sorumlu bir zabit hem…
8 YorumKandil Yağı Nerede Satılır? Işığın İzinde Bir Hikâye Sana bugün bir hikâye anlatmak istiyorum… İçinde eski bir ev, kokusu çocukluğa karışan bir kandil, raflarda aranan ama kalplerde bulunan bir ışık var. Belki de sen de benim gibi bir gün o ışığın peşine düşmüşsündür; bir kandil gecesinde evin loşluğunda yanan bir alevi izlerken, onun nereden geldiğini merak etmişsindir. “Kandil yağı nerede satılır?” sorusu işte bu yüzden yalnızca bir alışveriş sorusu değildir. O, bir anlam arayışının, bir geleneğe tutunmanın ve geçmişle bağ kurmanın yolculuğudur. — Işığın Peşinde: Bir Kandil Gecesinin Başlangıcı Soğuk bir kış akşamıydı. Saatler geceye yaklaşırken, eski bir mahallede bulunan…
8 YorumSirk Koşmak Ne Anlama Gelir? Ekonomik Davranışların Döngüselliği Üzerine Bir Analiz Bir ekonomist olarak insan davranışlarını, kaynakların sınırlılığı ve tercihlerin maliyetleri açısından gözlemlediğimizde, hayatın kendisinin de bir tür piyasa olduğunu görürüz. Her karar bir fırsat maliyeti taşır; her seçim, başka bir olasılığı eler. “Sirk koşmak” kavramı, görünüşte gündelik bir deyim gibi dursa da aslında modern ekonominin temel dinamiklerinden birine, yani sonsuz döngü içinde verimlilik arayışına işaret eder. Günümüz ekonomilerinde bireyler, işletmeler ve toplumlar “koşu bandında” gibidir. Sürekli üretir, tüketir, yeniler ve tekrar başa döneriz. Bu yazıda “sirk koşmak” deyimini ekonomi perspektifinden ele alarak, piyasa döngülerini, bireysel karar süreçlerini ve toplumsal…
4 YorumNitelik ve Nicelik Ne Anlama Gelir? Psikolojik Bir Bakış İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, sık sık kendime şu soruyu sorarım: Bir şeyin değerini belirleyen niceliği mi, yoksa niteliği midir? Günümüz dünyasında sayılar, ölçüler ve veriler hüküm sürüyor. Kaç arkadaşımız var, kaç takipçimiz oldu, ne kadar çalıştık, kaç saat uyuduk… Ancak bu “kaç” sorularının arkasında gizlenen “nasıl” sorusu, yani nitelik, insan psikolojisinin en derin katmanlarını aydınlatır. Bu yazıda, “nitelik” ve “nicelik” kavramlarını psikolojik bir mercekten inceleyerek, onların insan düşüncesi, duyguları ve sosyal ilişkiler üzerindeki etkilerini birlikte keşfedeceğiz. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Zihnin Ölçüleri Bilişsel psikoloji, insan zihninin bilgiyi nasıl işlediğini…
8 YorumGüğüm Kaç Litre? Kültürün Taşıyıcısı Olarak Bir Nesnenin Antropolojisi Bir antropolog olarak, dünyayı anlamaya çalışırken her zaman küçük detaylarda gizli büyük anlamları ararım. Bazen bir güğüm—evet, basit bir su kabı—bir toplumun geçmişini, ritüellerini, hatta kimliğini bile bize anlatabilir. “Güğüm kaç lt?” sorusu, ilk bakışta yalnızca bir ölçü meselesi gibi görünse de, aslında bir kültürün suyla, bereketle ve gündelik yaşamla kurduğu derin ilişkiyi anlamak için güçlü bir kapıdır. Güğümün Ölçüsü Değil, Hafızası Bir güğümün kaç litre su aldığı, sadece fiziksel bir özelliktir. Ancak antropolojik açıdan baktığımızda, bu ölçü; toplumun doğayla, emeğiyle ve zamanı algılayışıyla ilgilidir. Anadolu köylerinde kullanılan bakır güğümler genellikle…
8 YorumGlobulin Yapısı Nedir? Antropolojik Bir Bakış Kültürlerin çeşitliliğini merak eden bir antropolog olarak, insanın hem bedensel hem de toplumsal varoluşuna duyduğum hayranlıkla bakarım. Bir topluluğun ritüelleri, sembolleri ve kimlikleri nasıl onun kimliğini şekillendiriyorsa, insan bedeninde de bazı yapılar vardır ki yaşamın sürekliliğini sembolize eder. İşte bu yapılardan biri de globulindir. Çoğu zaman biyolojinin soğuk laboratuvar dilinde anılır; oysa antropolojik bir gözle bakıldığında, globulin yapısı insanlık tarihinin kolektif hikâyeleriyle iç içe okunabilir. — Globulin Yapısı Nedir? Globulinler, kan plazmasında bulunan ve bağışıklık sisteminde kritik rol oynayan protein gruplarıdır. Alfa, beta ve gama gibi alt türlere ayrılırlar ve her biri farklı işlevlerle…
4 YorumAffetmek Olgunluk mu? Edebiyatın Kalbinde Bir Kavrayış Kelimenin her hâli bir dünyayı taşır; bazı kelimeler ise bir çağın vicdanını. Affetmek kelimesi, tıpkı kalemle çizilmiş bir yara izi gibidir — derin, anlamlı ve dönüştürücüdür. Edebiyatçılar, yüzyıllardır bu kelimenin içindeki yankıyı duymaya çalışmışlardır. Çünkü kelimeler yalnızca anlatmaz; aynı zamanda iyileştirir, onarır, bazen de suskunlukla konuşur. “Affetmek olgunluk mu?” sorusu da, tam bu sessizliğin içinde yankılanan bir vicdan sorusudur. Bir Ruh Eylemi Olarak Affetmek Affetmek, yalnızca birini bağışlamak değildir; kendini yeniden var etmenin edebi hâlidir. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sında Raskolnikov’un vicdan azabı, aslında kendi affını arayışıdır. Suçun kefareti yalnızca cezayla değil, affedilme arzusuyla…
8 YorumSarı Uğur Böceği Nedir? Antropolojik Bir Bakış Açısı Kültürlerin çeşitliliğini merak eden bir antropolog olarak, insanların dünyayı nasıl algıladığını ve doğal dünyayı nasıl anlamlandırdığını anlamak her zaman ilgi çekici olmuştur. Doğa, bize sadece biyolojik bir yaşam alanı sunmakla kalmaz, aynı zamanda kültürel ve sembolik bir yön de sağlar. Birçok kültürde, doğadaki varlıklar insanların kimliklerini, inançlarını, ritüellerini ve toplumsal yapıları şekillendirir. Bugün, bu bakış açısını “sarı uğur böceği” üzerinden inceleyeceğiz. Kültürel anlam taşımayan bir böcek, gerçekten de insanlar için bir sembol ve toplumsal anlam yükü taşıyabilir mi? Hadi gelin, birlikte keşfedelim. Sarı Uğur Böceği: Kültürel ve Sembolik Anlamı Sarı uğur böceği,…
8 YorumEn Geniş Anlamda Gayri Kabili Rücu Ne Demek? Pedagojik Bir Bakış En Geniş Anlamda Gayri Kabili Rücu Ne Demek? Bir eğitimci olarak, öğrencilerin öğrenme süreçlerini sadece bilgi edinme olarak değil, aynı zamanda kişisel dönüşüm olarak da görmeye inanıyorum. Her öğrencinin bilgiye ulaşırken yaşadığı içsel yolculuk, sadece akademik bir başarı değil, aynı zamanda toplumsal, duygusal ve bireysel bir evrimdir. Eğitim, insanı dönüştüren bir süreçtir ve bazen bu dönüşüm, önceden geri döndürülemez bir noktaya gelmekle ilgilidir. İşte “gayri kabili rücu” tam olarak böyle bir durumu anlatan bir kavramdır. Peki, gayri kabili rücu ne demek ve eğitim bağlamında nasıl anlamlar taşır? Türkçeye Arapçadan…
4 Yorum